Nerde kaldı Lillo Mehmet kel Fahri Var güçleri ile çekmişler kahrı yandım ali kıranllı abdullah efendi çıtık gilin neşet de bunlardan biri
birbirinin uğruna can koyarlarmış düşenin yardımına hepsi koşarmış biri yiğit biri alimbiri kurnazmış benim diyenler boy ölçüşememiş sanki
salık kado filik koyun edermiş çakır hakkı bir düvele yetermiş abdi efendi süruriden çok sertmiş hepside birer abide sanki
celepgiller kendi başına hane serdergiller pireyi yaparmış deve zıngırgiller zaten bir iki tane halit dayı bülbül gibi ötermiş sanki
edegiller gök gürültüsü gibi bağırırmış kıytıkgiller yanlarında çok cılız kalmış rahmetlik battik dayı iğne yaparmış iğnenin acısıda aranır sanki simangiller
çayır tarla sökermiş ciğercigiller fiğ mercimek ekermiş sığırtmaçgiller ekseriye değirmendeymiş değirmenin çöreğide aranır sanki
ağagilin ekini yana yatarmış topal şükrü conk osman tavla atarmış arife hatun üç dört çoban tutarmış şimdi ilaç için kuzu aranır sanki
kadirağagil ta yukarıde oturur ireştağgiller bostan suyu kurutur nuri efendi selağgil yan yana durur o dostluklarda şimdi aranır sanki
postacıgilin derdi kemalgil ilen bozuklugilin derdi keçi gütmeylen köseğilde komşu salmangililen garipliği kalpleri sızlatır sanki
kalaycıgılle çongargil hep birarada cettangilin harmanı okul yolunda yalnız kalmış mollahasangil köyün sonunda oralara da insan gider mi sanki
ağılyanının derdi ayrı düşmekten köyün çayır yolu ordan geçmekte hacı osmanlı çörmüğe kışın göçmekte göçselerde köyüm ıssız kalır mı sanki
hacıgilin kıranlıgilin kıranları var çıtıkgilin ekmeği yukarı dereden akar yadi mollagil bir harman da ot atar o beraberlikte şimdi aranır sanki
muhacirgil başka yerden gelmişler ceğetgil yorgun garip kalmışlar yinede bir kale gibi durmuşlar onlar bile köyden gitmemiş sanki
cembersizgilin kapısına kilit vurulmuş vahitgil İstanbul u yurt olarak tutmuş çıragil bilgin alim okumuş içlerinden köye hasret çıkmamış sanki
sübiyangille kalendergil bir hane imiş ahmet hoca aliceğillerdenmiş gürcigiller çok sakin efendi imiş o günlerin havası mis gibiymiş sanki
karabalçık pelit içinde kalmış ataları gökçe süleymanlıdan gelmiş onlarda köye böylecene karışmış çabuk çabuk konuşmaları bir değer sanki
kanlıhasangil giritligil karşı karşıya arasından bir yol geçer dana katmaya paşagile mendil verin burun tutmaya köyün suları da boşuna akıyor sanki
rahmetlik şakir usta demir dövermiş çevre köyler meslegini övermiş reşadiye tokat hepsi bilirmiş bütün heybetiyle duruyor sanki
nail doğan olmuş köyün delisi zengini fakiri altın hepsi reşadiye tokat kızlcaören beldesi alem biliyor bir deger sanki ......Naİl DoĞaN.......